0

Dili Kullanmadaki Noksanlıklar

 İlkokuldan başlayan eğitim serüvenimizde imla hatalarının ağırlıklı olarak öğretilmeye çalışmasından kaynaklanan ve giderek de artan bir dilden uzaklaşma durumu söz konusudur. Oysaki yüksek seviyeli dil ve edebiyat sevgisi kazandırılması okur yazarlık ve doğru kullanma oranlarını arttıracaktır. Dünya ortalamalarında hem okunan kitap sayısı hem de okunan kelime sayısının altında olan ülkemizde yeni yöntemler belirlenmeli ve kademeli olarak uygulamaya konmalıdır.

Öğretim hayatımızda, ilköğretimden başlayıp orta öğretimde kadar süregelen dil eksikliklerinin sebeplerini sıralamak gerekirse;

İlk olarak kelime hazinesinin nasıl kullanıldığına bakabiliriz;

Arapça ve Farsça kökenli oldukları kanısıyla belirli bir devirde kullanılmasından sürekli olarak kaçınılan kelimeler, maalesef genç kuşaklar tarafından bilinmemekte; onların yerine sonradan Türkçeye ilave edilmeye çalışılmış veya tamamıyla uydurulmuş kelimelerin de pek çoğunun altyapısı olmadığı ve  bir dil geleneği haline gelmediği için yanlış kullanılmaktadır. Böylece yeni nesil öğrenciler Türkçenin zenginliklerinden mahrum bırakılmış durumundadır.  Birkaç örnek vermek gerekirse bazı yazarların kaleme aldıkları yazılarında, bazen tanıdığımız kelimelere fakat-benzer- değil- bir yığın “sözcük”: “belge, etik, ivedi, tasarı, bellek,..” var. Ancak ilave olarak “vesika, ahlâk, acele, teklif, hafıza,..” yok. Bu da okuyucu kitlesini ne yazık ki bir “ikilem” içinde sevk etmektedir.

İkinci olarak da kullanılan imladan söz edebiliriz.  Daha önceki yıllarda hazırlanan imlâ kılavuzlarına göre yeni yıllarda çıkan imla kılavuzlarında bir takım değişiklikler yapılmaktadır. Bu ikilimler imla kurallarını alt üst etmeye yeterli olmuştur. Örneğin; yıllardır aşina olduğumuz 1. Dünya savaşında aldıkları unvanlarla bilinen “Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Gaziantep” şeklinde bitişik yazımına alıştığımız bazı özel yer isimleri TDK'nın  2000 yılı sonrası son baskısında “Şanlı Urfa, Kahraman Maraş, Gazi Antep” şeklinde ayrı olarak yazılmaktadır.  


21 Eylül 2017
2 dk okuma
Paylaş